Bir “medyada dijital dönüşüm” tartışmasıdır gidiyor. Tabii sorun artık herkesin burnunun dibine kadar geldi. Hele yılın bu dönemleri bütçeleri oturtmaya çalışırken bütün büyük grupların patronlarının canı burnunda.
Çok net hatırlıyorum, büyük bir medya grubundaki yöneticilerden birine Youtube’un televizyonları tehdit edeceğini söylediğimde, “bişey olmaz gerekirse satın alırız, hele bir rüştünü ispatlasın demişti”. Alamadı… Daha da kötüsü şirketini sattı.
Şimdi bakıyorum 90’ların başlarında başına gelen tehlikeyi anlamayıp, interneti medya olarak tanımlayan ve heyecanla onu patronlara anlatmaya çalışan bütün gazeteciler işsiz. Sebebi ise hep ama hep yanlış analiz. O dönemde üzerlerine gelen kar yığınını gösterip, internetin medyaları da içine alan bir platform olduğunu söylediğimizde, küçümsedikleri alanın aslında ne kadar büyük olduğunu eminim şimdi görüyorlardır. O dönemde konuyu köye gelen fil hikayesi ile anlatıyordum. Şimdi bakalım medya dönüşmezse (özellikle dijital demiyorum) ne hale gelecek birkaç yıl sonra onu da yazarım.
Dedim ya tartışma uzayıp gidiyor. Millliyet gazetesinden Mehmet Soysal bir süredir yazıyor. Gazete yerine sitelerden yazmak zorunda kalanlar da cevap veriyor. Ama yanlış analizler yine havalarda uçuyor.
Yanlış 1. New York Times dijital dönüşümünü gerçekleştirmiş.
Yıllardır danışanlarıma iki konudan bahis ederim. Birincisi dijital dönüşüm, dijital bir konu değildir. Bunu uzun uzun anlatacağım ama ikinci konu ise adı ne olursa olsun bu dönüşümün bitmesi ihtimali olmadığı. Yani ya bu yola girer hayatınızın sonuna kadar koşturursunuz yada son on yılda Fortune 500’den düşen ve yok olan şirketlerin CEO’larının şaşkınlığını yaşarsınız. Tanıyanlar bilirler hiçbir zaman korkutarak öğretmetmedim, satmadım, pazarlamadım. Bir grup çapulcu gibi korkuyla saygı elde etmedim. Korkutmuyorum! İşin sonu ciddi. Dönüşüm şart. Ama yaptım bitti durumu yok!
Yanlış 2. Sosyal medya ile kendilerini farklı görmek
Matrix’in en sevdiğim sahnelerinden biri Morpheous’un Neo’yu ilk sanal dünyaya götürdüğü ve orada kung-fu yaptıkları andır. Neo yediği hamlelerin etkisi ile hızlı hızlı solurken, Morpehous yaklaşır ve gerçekten “soluduğunu hava mı zannediyorsun?” der. İşte o andaki aydınlanmayı medya patronlarına yaşatmak için çok enerji harcadım ama çok azı farkı anladı. Ne zaman dokunulsa sosyal medya rekabetinden bahseden medya patronlarına sormak istiyorum. Facebook madem rakibiniz peki sizin gibi içerik mi üretiyor? Siz içerik üreterek ona nasıl rakip olabilirsiniz. Gelecek on yılda size içerikten, veriden ve bunların değerinden bahseden varsa sizi kandırıyordur. Veri saklanacak, para edecek birşey değil. Facebook veri üretmiyor, algoritma üretiyor. Ben içerik üreterek, algoritma üretenlere laf edenleri mızrakla tanka saldıranlara benzetiyorum. İnanın bu taraftan öyle komik görünüyorsunuz.
Yanlış 3 . Telif haklarını almalıyız!
Tabii içeriğin değeri olmayınca telif haklarının da önemi kalmıyor. Bazı şeyler elinizden akar, veri içerik gibi. Asıl değerler bunun arkasındaki algoritmadır. Asıl saklanması gereken, paylaşılmayan budur. Coca Cola’nın formülü gibidir algoritmalar.
Yanlış 4. Hala gelir kaynağı reklam sanılıyor
Tabii içerik önemsizleşince, pazarlama profesyonellerinin zaten ucuzlattığı reklam, artık tamamen değersizleşti. Dolayısıyla kazancı artık bu alanlarda aramak boşa kürek sallamaktan farksız.
Yanlış 5: Hala işi kanunlarla ve devletle çözüleceği sanılıyor
Son olarak bilinmeli ki; yeni dünyanın sorunlarını eski dünyanın güç kaynakları ile çözemezsiniz. Boşuna enerjinizi kanunla, devletle harcamayın. O insanların da zamanlarını harcamayın. Zaten EC yeni telif yapıları daha sert kararlar yerine, çok yumuşak kararlar aldı. Telif artık lokasyonlara değil insana bağlandı. Yani EC telif mevzuatları dijital dönüşümü sağladı.
Anlatıp duruyorum, bu dijital dönüşüm, dijital araçlarla olmuyor. Bakış açını değiştirmiyorsan boşuna masraf yapma. Durumun zaten “doktor ne yerse yesin dedi” hali. Bunu söyleyince nedense bütün patronlar, hemen hedef kitlesine bakıyor. Bu konu her açıldığında rakip gördüğün facebook, twitter hedef kitle planlaması yapıyor mu? O zaman bana Facebook’un dilini, dinini, ırkını, sosyo ekonomi grubunu söyler misin? He bir de aman mobil diyenler var. Facebook sadece mobilde de benim mi haberim yok?